Çocuklarda Hırıltılı Solunumla İlişkili Astım Gelişimini Öngörebilir: İndolent Rinovirüs Enfeksiyonları
BOSTON — Amerikan Allerji, Astım ve İmmünoloji Koleji Yıllık Bilimsel Toplantısı’nda sunulan bir özet, çocuklarda tip 2 iltihabi belirginlik gösteren Rinovirüs enfeksiyonlarının astım riskini artırabileceğini gösterdi.
Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi Astım, Alerji ve İmmünoloji bölümünde bir bursiyer olan Thomas L. Offerle, refrakter tekrarlayan hırıltılı hastalıklara sahip birçok bebekte indolent rinovirüs enfeksiyonları olduğunu belirtti.
Araştırmacılar, hava yolunda eosinofilik inflamasyonun astım gelişimini öngörebileceğini speküle ettiler. Çocuklarda tedaviye dirençli wheezing hastalığına sahip 5 yaş ve altı 468 çocuk içeren kohort çalışması yapıldı. Bronkoalveoler lavaj, semptomları olmamasına rağmen çocukların %27,1’inin rinovirüs enfeksiyonu pozitif olduğunu gösterdi.
Araştırmanın Ayrıntıları
Araştırmacılar, granülosit sayıları ve inflamasyon belirteçlerini incelemek için phlebotomies gerçekleştirdi ve eosinofilik aktivasyonu ve kemotaksi belirteçlerini incelemek için kantitatif polimeraz zincir reaksiyonu testleri yaptı. İndolent rinovirüs enfeksiyonu olan çocuklarda sistemik tip 2 iltihabi hastalığa dair herhangi bir kanıt bulunmadı.
Çıkarımlar ve Sonuçlar
Çocukların bir kısmında artmış hava yolu eosinofilisi ve gelişmekte olan tip 2 iltihabi yanıtla ilişkili transkriptler olduğunu belirten Offerle, bu bulgulara dayanarak indolent rinovirüs enfeksiyonlarının astım gelişimini öngörebileceğini sonuçlandırdı.
Ancak, Offerle, bu sessiz rinovirüs ilişkili bronşiyolitinin tam etkilerinin henüz tam olarak bilinmediğini, çünkü bu araştırmanın hala devam ettiğini belirtti.
Araştırmanın sonuçlarına dayanarak, Offerle, indolent rinovirüs enfeksiyonlarının astım gelişimini tahmin edebileceğini belirtti. Bununla birlikte, Offerle, bu araştırmanın, şu anda standart bakım olarak önerilen inhale kortikosteroid dozlarını artırmaktan fayda görmeyen bazı çocukların, kortikosteroidlerin kullanımının bu çocukları [rinovirüs] için yatkın hale getirebileceğini ve inflamatuar durumlarını kötüleştirebileceğini öne sürdü.
Offerle, Teague’nin artık makrolid antibiyotikler gibi antimikrobiyal ve anti-enflamatuar etkilere sahip ilaçları daha fazla kullandığını belirtti. “Her zaman olduğu gibi, araştırmamız, standart terapiye beklenen şekilde yanıt vermeyen bir hasta varsa, doğru tanıyı sağlamak için durumu yeniden gözden geçirmenin önemli olduğunu öne sürüyor,” dedi Offerle.