parasosyal-ilikilerin-yas-ve-matem-zerindeki-etkisinin-anlalmas

Parasosyal İlişkilerin Yas ve Matem Üzerindeki Etkisinin Anlaşılması

Parasosyal İlişkiler ve Yas

Birçok insan, tanınmış bir kişinin ölümü karşısındaki tepkisinin yoğunluğundan şaşırır ve üzüntü hisleri beklediklerinden daha uzun sürebilir. Aslında, bu üzüntü ve matem yoğun olabilir ve ilk araştırmalar, bir kamu figürünün ölümünden sonra yaşanan yasın kişisel ilişkilerimizdeki yasla çok benzer göründüğünü ve benzer düzeyde yoğunlukta olabileceğini öne sürüyor.

Wendy Lichtenthal, Ph.D., bir yas bilimi araştırmacısı, bir ünlü, siyasi figür veya başka yüksek tanınmış bir kişi öldüğünde meydana gelen “parasosyal yas” hakkında konuşmak üzere hazır bulunuyor.

Lichtenthal’ın araştırmasında, Miami Üniversitesi Miller Tıp Fakültesi’ne bağlı Sylvester Kapsamlı Kanser Merkezi’nde Yas Bakımı Geliştirme Merkezi’nin kurucu direktörü olan Lichtenthal, aileler, bakıcılar ve diğerleri için bereavement bilimini ilerletme ve “anlam merkezli” yas terapisi üzerine odaklanıyor.

Bereavment Science ve Parasosyal Grief

Lichtenthal: Yas teorisyenleri ve bilim insanları, bir kamu figürünün ölümünden sonra yaşanan yas deneyimini parasosyal yas olarak adlandırır. Parasosyal ilişkiler, kişisel olarak tanımadığımız bir kamu figürüne bağlantı hissetmeyi içeren tek taraflı ilişkiler olarak düşünülebilir. Ancak parasosyal ilişkiler, gerçekten ilişkilerdir ve birine bağlı olduğumuz ve sevgi duyduğumuz birinin öldüğünde yas tutmak doğaldır.

İlişkilerde Yasın Doğal Olması

Neden ilişkilerde yas tutmanın doğal olduğu? Psikoloji ve nörobilim alanlarındaki araştırmalar, başkalarıyla bağlantı kurmaya ve bağlanmaya “programlandığımızı” gösteriyor. Hayatta kalışımız buna bağlıdır. Doğduğumuzdan itibaren, ana bakıcımıza bağlanır ve ayrılma durumunda protesto ederiz. Bu yasın temelinde yatar: Bağlı hissettiğimiz insanlardan ayrılmak istemeyiz ve yas, bir protesto tepkisidir.

Umut, Güvenlik ve Bağlılık

Politik figürler umut, güvenlik veya güven hissi sunabilir. Bir eğlendirici durumunda, yaratıcı tekliflerine bağlantı hissedebiliriz. Ve belki de bu kamu figürü bize şu anda bir şeyler sunuyordu veya belki de geçmişte bir şey sunmuştu, anıları, düşünceleri ve belirli bir dönem veya dönemle ilişkilendirilen duyguları tetikleyen önemli yönleri sembolize etmiş olabilir.

Bazı insanlar, ünlü bir kişi öldüğünde diğerlerinden daha fazla etkilenmiş gibi görünebilir. Bu, ilişkinin doğasına geri döner. Birisi kendisini o kamu figürüne özellikle bağlı ve yakın hissettiyse, yas tutmak doğaldır. Araştırmalar, kamu figürüne hissedilen yakınlık derecesinin, ölümlerinden sonra yaşanan yasın yoğunluğuyla ilişkili olduğunu göstermektedir.

Yas Süreci ve İçsel Yansımalar

Unutulmaması gereken bir şey, yasın belirli bir süresi olmadığıdır – birinin ne kadar süre yas tutması gerektiğine dair belirlenmiş bir zaman yoktur. Acı, hüzün veya üzüntü hissettiğimizde, “Bu acıya ne kadar dayanabilirim? Ne kadar süre tipik veya ‘normal’?” diyebiliriz. Ancak yas süreci, ölen kişinin artık fiziksel olarak dünyada bulunmadığı gerçeğini işlemeyi ve bu gerçeğe zamanla uyum sağlamayı içerir. Bu gerçeğin hatırlatıcıları, yaşam boyunca herhangi bir zamanda acı dalgaları getirebilir. Yasın bir bitiş tarihi yoktur.

Yas sürecinden geçen bir kişiye şunu söyleriz, “Bir zaman çizgisi belirlemek yerine, bu kişinin sizin için bir şekilde önemli olduğunu, belki farkında olmadan daha fazla önemli olabileceğini düşünerek kendinize düşünme alanı tanıyın.”