Arizona State Üniversitesi Biodesign Enstitüsü’ndeki bilim insanları, Alzheimer hastalığını tetikleyen moleküler kaosun birleştirici açıklamasını önerdikleri çığır açan bir teori ortaya koyuyorlar. Durum, gen davranışının geniş çapta bozulmasına neden oluyor ve hastalığın bilinen tüm nöropatolojilerini ve klinik belirtilerini etkiliyor.
Analize göre, hastalığın neden olduğu değişiklikler, yaşamsal molekülleri hücre çekirdeği ile sitoplazma arasında taşıyan taşıma sisteminde bir arıza kaynaklı olabilir. Bu taşıma sistemi, hücre çekirdeği etrafındaki sıvı ortam olan sitoplazma arasında birçok temel sürecin gerçekleştiği yerde çok sayıda genin etkilenmesine neden oluyor. 1.000’den fazla geni içeren bozulma ölçeği, Alzheimer hastalığının karmaşıklığını vurguluyor.
Beyinde kronik stres granüllerinin oluşumu tarafından tetiklenen hücresel iletişimin sabotajı, Alzheimer hastalığının ve diğer nörodejeneratif hastalıkların gelişiminde temel bir faktör olabilir – kritik sistemleri devre dışı bırakan şehir genelindeki bir güç kesintisi gibi. Stres granülleri, hücre stresine yanıt olarak oluşan protein ve RNA kümeleridir.
Paul Coleman ve ASU-Banner Nörodejeneratif Hastalık Araştırma Merkezi’ndeki meslektaşları tarafından yönetilen inceleme, gen ifadesinin – genlerin hücre işlevi için gerekli proteinleri ürettikleri süreç – Alzheimer’da büyük ölçekte değiştirildiğini vurguluyor.
Bu değişiklikler, beynin sinapslarının, metabolizmanın, protein işleme ve hücre hayatta kalmasının düzgün çalışmasını etkiler. Araştırma, Alzheimer hastalığının en erken aşamalarında ele alınması için radikal yeni yaklaşımların yolunu gösterebilir.
Önerimiz, hücre çekirdeği ile sitoplazma arasındaki iletişimdeki bozulmanın gen ifadesinde kapsamlı bozulmalara yol açarak bu karmaşık hastalığı anlamak için inandırıcı bir çerçeve sunmaktadır. Alzheimer’ın bu erken belirtilerini incelemek, teşhis, tedavi ve önleme için yenilikçi yaklaşımların yolunu açabilir, hastalığı köklerinden ele alabilir.”
Paul Coleman, ASU-Banner Nörodejeneratif Hastalık Araştırma Merkezi
Coleman, Elaine Delvaux, Ashley Boehringer, Carol Huseby ve merkez Direktörü Jeffrey Kordower tarafından desteklenmektedir.
Araştırma bulguları, Alzheimer’s & Dementia: Alzheimer Derneği Dergisi’nin mevcut sayısında yayımlanmaktadır.
Bir Hastalığın İç İçe Geçmişi
Alzheimer hastalığı, tıp biliminin en yıkıcı ve gizemli hastalıklarından biri olmaya devam ediyor, genellikle birçok hastalığın bir arada toplanmış gibi görünmesiyle karakterize oluyor. Belirtileri hafıza kaybından bilişsel bozukluğa ve kişilik değişikliklerine kadar uzanıyor, hepsi karmaşık biyolojik bozulmalar tarafından tetikleniyor.
Bu, araştırmacıların tek bir nedeni belirlemesini veya etkili tedaviler geliştirmesini son derece zor hale getiriyor, milyonlarca ailenin yıkıcı etkilerle baş etmesine neden oluyor.
Yüzyılı aşkın süredir yoğun araştırma ve yatırılan milyarlarca doların ardından, hala hastalığı durduracak veya iyileştirecek bir tedavi bulunmuyor. Bu arada, demans bakımının küresel maliyeti oldukça yüksek olmaya devam ediyor. Alzheimer’s Disease International’a göre, 2019’da dünya çapında demans bakımının maliyeti 1.3 trilyon dolar olarak tahmin edildi ve 2030 yılına kadar 2.8 trilyon dolara yükseleceği öngörülüyor.
Stres Granüllerinin Rolü
Araştırma, bu değişikliklerin hücrenin taşıma sistemindeki bir arıza ile ilişkilendirilebileceğini öne sürüyor. RNA ve proteinler gibi hayati molekülleri hücre çekirdeği ile çevreleyen sitoplazma arasında taşıyan bu taşıma sistemi, temel proteinlerin üretimini bozarak gen etkinliğini kontrol eden kimyasal anahtarları değiştiriyor.
Araştırma, bu değişikliklerin hücrenin taşıma sistemindeki bir arıza ile ilişkilendirilebileceğini öne sürüyor. RNA ve proteinler gibi hayati molekülleri hücre çekirdeği ile çevreleyen sitoplazma arasında taşıyan bu taşıma sistemi, temel proteinlerin üretimini bozarak gen etkinliğini kontrol eden kimyasal anahtarları değiştiriyor.