Amerikalıların Yaklaşık Üçte Biri Tehlikeli Maddelere Maruz Kalıyor
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kamu su sistemlerinde bulunan regüle edilmemiş kirleticilere maruz kalma konusunda ırksal eşitsizlikleri ortaya koyan bir çalışma, Hispanik ve Siyah toplulukların, kanser ve diğer sağlık riskleriyle ilişkilendirilen zararlı kimyasallara daha yüksek düzeyde maruz kaldığını gösteriyor. Çalışma, Amerika Birleşik Devletleri genelindeki kamu su sistemlerinde mevcut olan regüle edilmemiş kirleticilere maruz kalma konusundaki sosyoekonomik eşitsizlikleri değerlendiren araştırmacılar tarafından yayımlanan bir makalede sunuldu.
Sürekli Eşitsizliklerde Güvenli İçme Suyu
Güvenli İçme Suyu Yasası’nın (SDWA) kurulması, son 50 yılda Amerika Birleşik Devletleri’ndeki içme suyu kalitesinde önemli iyileştirmelere yol açtı. Ancak, birçok düşük gelirli toplum ve renkli topluluk hala güvenli içme suyuna sınırlı erişime sahip. Regüle edilmemiş kirleticiler, SDWA altında uygulanabilir standartlara sahip olmayan kimyasal, fiziksel ve biyolojik kirleticileri ifade eder. Sanayi, tarım ve hayvancılık üretimi, çöplükler ve atık sular, regüle edilmemiş kirleticilerin önemli kaynaklarından bazılarıdır. 2021 yılında, 19,6 milyon Amerika Birleşik Devletleri sakini hizmet veren 6.586 kamu su sistemi, maksimum kirleticinin seviyelerini aştı ve bu durum maruz kalan topluluklarda kronik hastalıkların ve uzun vadeli sağlık sorunlarının riskini artırır.
Çalışma Hakkında
Mevcut çalışmada, ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından Unregulated Contaminant Monitoring Rule programı kapsamında 2013 ve 2015 yılları arasında toplanan veriler analiz edildi. Dört endüstriyel kirletici seviyeleri ölçüldü, bunlar per- ve polifloroalkil maddeler (PFAS), 1,4-dioksan, 1,1-dikloroetan (1,1-DCA) ve klorodiflorometan (HCFC-22) içeriyordu.
Çalışma Bulguları
Çalışma analizi, 97 milyon Amerika Birleşik Devletleri sakini hizmet veren 4.815 kamu su sistemi içeriyordu. Analiz edilen kamu su sistemlerinin %27’sinde bir veya daha fazla hedef kirletici belirlendi ve en sık tespit edilen kirletici 1,4-dioksan, onu HCFC-22, 1,1-DCA ve PFAS takip etti.
PFAS, 1,4-dioksan ve 1,1-DCA seviyeleri, 32 milyon insanın hizmet verildiği, kamu su sistemlerinin %7,9’unda sağlık referans seviyelerini aştı. Kirletici tespit sıklığı büyük veya kentsel sistemlerde ve yeraltı suyu veya yeraltı suyu ve yüzey suyunun kombinasyonunu kullanan sistemlerde önemli ölçüde yüksekti.
Sosyoekonomik ve Sosyodemografik Eşitsizlikler
Kirleticilerin tespit edilebilir seviyelerine sahip olan kamu su sistemlerinin, daha yüksek oranda Hispanik ve Siyah sakini içeren ilçelerde, ayrıca kentsel bölgelerde bulunduğu bildirildi. Ancak, bu ilişki, ekonomik olarak yoksul sakin oranının daha yüksek olduğu ilçelerde gözlemlenmedi.
Hispanik ve Siyah sakinlerin oranları, atık su arıtma tesisleri, havaalanları ve askeri eğitim alanları, yanı sıra endüstriyel alanlar gibi kirlilik kaynaklarına yakın alanlarda rapor edildi. Kirlilik kaynakları kontrol edildiğinde, Hispanik sakin oranları ile hedef kirletici tespitleri arasında sürekli pozitif ilişkiler gözlendi.
Yaklaşık olarak, 97 milyon Amerika Birleşik Devletleri sakini hizmet veren kamu su sistemlerinin %27’sinde PFAS, 1,4-dioksan, 1,1-DCA ve HCFC-22 gibi dört hedef kirleticiden en az biri bulunmaktadır. Bu kirleticilerin her biri, örneğin PFAS’a maruz kalma kanser, tiroid hastalığı, yüksek kolesterol ve diğer sağlık sorunları riskini artırır.
Önemli Uyarı
Bu çalışmanın ortaya koyduğu ırksal eşitsizlikler, tamamen sosyoekonomik durumla açıklanamaz. Rassizm ve endüstriyel tesislerin renkli topluluklara orantısız şekilde yerleştirilmesine yol açan tarihî uygulamalar gibi diğer faktörler, bu topluluklarda maruz kalma riskini artırmaya muhtemelen katkıda bulunmaktadır.
Genel olarak, çalışma sonuçları, demografik özelliklerin içme suyu kalitesi üzerindeki etkisini doğrulamakta ve bu kirleticileri düzenlemek ve kirliliğin etkileriyle başa çıkmak için renkli topluluklara daha fazla kaynak sağlamak için federal müdahalenin hayati önemini vurgulamaktadır.