BRCA1 Genindeki Mutasyonların Prostat Kanseri Oluşumundaki Rolü Üzerine Yapılan Çalışma
Prostat kanserinin başlangıcında anahtar rol oynamadığı, daha önce düşünüldüğü gibi, BRCA1 genindeki mutasyonlar, ilk kez yapılan bir çalışma sonucunda öneriliyor. Bu bulgular, yayınlandığı BMJ Onkoloji adlı açık erişimli dergide çevrimiçi olarak yayınlandı.
Yapılan ileri araştırmalar bu bulguları doğruladığı takdirde, araştırmacılara göre, BRCA1 genetik varyantlarına sahip erkeklerde PARP (poli(ADP-riboz) polimeraz) inhibitör ilaçlarla mevcut tedavinin tekrar gözden geçirilmesi gerekebilir. Bu ilaçlar, hücrelerin, kanser hücreleri de dahil olmak üzere, DNA hasarını onarmasını engeller.
Birleşik bir editoryal, bulguların, prostat kanserli erkekler için genetik testlerin daha fazla incelenmesi ve kişiselleştirilmiş tedavi seçeneklerinin önünü açtığını öne sürüyor.
Prostat kanseri, erkekler arasında en yaygın kanserdir ve DNA hasarını onarma ve yanıt genlerindeki genetik varyantlar hastalığın ilerlemesinde rol oynadığı bilinmektedir. Örneğin, BRCA2 veya ATM genlerindeki kalıtımsal veya edinilmiş mutasyonlara sahip erkekler, bu mutasyonlara sahip olmayanlara göre daha agresif hastalık riski altında ve kötü sonuçlara sahiptirler.
Farklı DNA onarım ve yanıt genlerindeki kalıtımsal ve edinilmiş mutasyonların prostat kanseri olan erkeklerdeki katkısını ölçmeye çalışmak için, araştırmacılar 2022 ve 2024 yılları arasında Kuzey Batı İngiltere’de hastalığı olan 450 erkeğin genetik test sonuçlarını incelediler.
Erkeklerin kanserleri başka yerlere (metastaz) yayılmıştı. Ortalama yaşları 69 olmasına rağmen, 38 ile 87 arasında değişiyordu.
Bu grup içinde test yapılmayanların, yüksek riskli yaş veya aile öyküsü temelinde, en az 18’inin (%5’ten biraz fazla) kalıtımsal BRCA2 varyantına sahip olduğu, ancak sadece 1’inin (%0.3) kalıtımsal BRCA1 varyantına sahip olduğu belirlendi. Germline ATM varyantları için test edilen 263 erkeğin 7’si (%3) pozitif çıktı.
Yüksek risk temelinde germline test yapan 124 erkeğin ortalama yaşı 56 idi. Germline BRCA2 varyantları baskındı ve 8 (%8) pozitif çıktı, ancak yalnızca biri (%1’den az) germline BRCA1 varyantı pozitif çıktı.
Germline BRCA1 ve BRCA2 test sonuçları 450 erkek için mevcuttu. Bu sonuçlar, 27 germline BRCA2 varyantını (%6) ve yalnızca 2 germline BRCA1 varyantını (%0.5) ortaya koydu.
Somatic test sonuçları, kanseri başka yerlere yayılmış 280 erkeğin mevcuttu. Genel olarak, 31’i (%11) belirgin bir BRCA2 genetik varyantına sahipti. Bunlardan 16’sı (%6) onaylanmış germlineydi ve 11’i (%4) onaylanmış somatikti.
Bu sonuçlar, BRCA2 varyantlarının, somatik ve germline, prostat kanseri ilerlemesinde en azından hastalığı olan taşıyıcıların %10’unu etkilediğini gösteriyor, araştırmacılar. Öte yandan BRCA1 varyantlarının hastalık başlangıcında veya ilerlemesinde büyük katkıda bulunmadığı görülmektedir.
Araştırmacılar, bu çalışmada somatik mutasyonlar için BRCA1 varyant taşıyıcılarının sayısının çok az olması nedeniyle, BRCA1’ın bir prostat kanseri yatkınlık geni olarak kabul edilip edilmemesi gerektiğini öne sürüyorlar.
Editoryalda, Dr. Fumihiko Urabe ve Dr. Kosuke Takemura, Bu araştırma sonuçlarının ışığında, tedavi seçeneklerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekebileceğini belirtiyor. “BRCA2 ve ATM’nin agresif prostat kanseri fenotiplerinin temel belirleyicileri olarak güçlendirildiğini” yazıyorlar. “BRCA1’in sınırlı katkısı, BRCA1 varyantları içeren tümörlerin muhtemelen homolog onarıma bağımlı olmadığı ve bu nedenle PARP [inhibitörü] tabanlı tedavilere yanıt verme olasılıklarının sınırlı olabileceğini düşündürmektedir.”
Sonuç olarak, bu araştırma sonuçları, prostat kanserinde genetik test stratejilerini ve kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarını geliştirmenin yolunu açmaktadır.
Kaynak: Journal reference: BRCA1 ve BRCA2, ATM ve CDK12 mutasyonları için prostat kanserinde yapılan Birleşik Krallık merkezli klinik test programı: İlk sonuçlar. BMJ Onkoloji. DOI: 10.1136/bmjonc-2024-000592.