İrlanda’da Alzheimer Hastalığı olan insanların yarısından fazlası teşhis edilemediği için, hastaların bakımını dönüştürebilecek bir kan testi geliştirildi. Trinity College Dublin, Tallaght Bellek ve Biliş Enstitüsü ve Dublin St James Hastanesi’ndeki araştırmacılar, Alzheimer Hastalığı (AH) tespitinde yeni bir kan testi olan plazma p-tau217’nin yeteneğini araştırıyorlar. Bu test, erken belirtileri olan hastaların yarısından fazlasında mevcut olan invaziv ve riskli bir teşhis yöntemi olan omurilik delme işlemi (lomber ponksiyon) yerine geçebilir, böylece daha fazla hastanın daha doğru ve daha verimli bir şekilde teşhis edilmesine olanak tanır.
İrlanda’da Alzheimer Hastalığı ve Teşhis Yöntemleri
İrlanda’da 60.000’den fazla insan demans hastalığıyla yaşarken, Alzheimer Hastalığı vakalarının yaklaşık %70’ini oluşturuyor. Doğru teşhis için şu anda biyobelirteçler, teşhis için alınan bir lomber ponksiyon (LP) işlemi ile elde edilen beyin omurilik sıvısında (BOS) ölçülüyor. İrlanda’da Alzheimer Hastalığı olanlar arasında, yarıdan fazlasının resmi bir teşhisi bulunmuyor, bu da doğru ve ölçeklenebilir teşhis yöntemlerine olan ihtiyacı ortaya koyuyor.
İlerlemiş Kan Testi ve Araştırma Bulguları
Trinity College çalışması, Alzheimer Hastalığı için önde gelen otomatik kan testlerinden birinin, plazma p-tau217’nin “gerçek dünya” performansını inceleyen Avrupa’daki ilk çalışmalardan biridir. Bu çalışma, hafif semptomları olan hastaların uzman bellek hizmetinde değerlendirildiği bir klinik hizmette yeni kan testlerini kurulan BOS biyobelirteçleriyle karşılaştırmak için Tallaght Üniversitesi Hastanesi’ne (TUH) gelen 148 hastanın kan ve BOS örneklerini bağışlamasıyla gerçekleştirildi. Önemli olan, bu tamamen otomatik teknoloji (Lumipulse®) kullanılarak yapılmıştır ki bu teknoloji zaten klinik teşhis laboratuvarlarında mevcuttur. Tamamen otomatik bir sistem kullanımı, laboratuvarda zaman içinde güvenilirliği artırır ve farklı laboratuvarlar arasındaki güvenilirliği sağlar.
Trinity College çalışması, Alzheimer Hastalığı için önde gelen otomatik kan testlerinden birinin, plazma p-tau217’nin “gerçek dünya” performansını inceleyen Avrupa’daki ilk çalışmalardan biridir. Bu çalışma, hafif semptomları olan hastaların uzman bellek hizmetinde değerlendirildiği bir klinik hizmette yeni kan testlerini kurulan BOS biyobelirteçleriyle karşılaştırmak için Tallaght Üniversitesi Hastanesi’ne (TUH) gelen 148 hastanın kan ve BOS örneklerini bağışlamasıyla gerçekleştirildi. Önemli olan, bu tamamen otomatik teknoloji (Lumipulse®) kullanılarak yapılmıştır ki bu teknoloji zaten klinik teşhis laboratuvarlarında mevcuttur. Tamamen otomatik bir sistem kullanımı, laboratuvarda zaman içinde güvenilirliği artırır ve farklı laboratuvarlar arasındaki güvenilirliği sağlar.
Dr. Jean Dunne, St James Hastanesi ve Trinity Translation Medicine Institute (TTMI) İmmünoloji Bölümü Baş Tıbbi Bilimci’si şunları söyledi:
“Bu kan testi şu anda İrlanda’da mevcut değil ve bu araştırmadan elde edilen bulgular, gelecekte bu testin kullanılması için destek sağlayacak. Bu araştırmadan bir teşhis testine ‘çeviri’ yapılması, bilim insanlarına, klinik ekiplere ve hastane yönetiminden destek almaya bağlıdır.
Dr. Adam Dyer, Trinity College Dublin’de Geriatrik Tıp Uzmanı ve Klinik Öğretim Görevlisi şunları söyledi:
“Bu çalışma, plasma p-tau217 gibi teşhis amaçlı kan testlerinin erken Alzheimer Hastalığı teşhisinde yardımcı olma konusunda bir adım daha atmamızı sağlıyor. Önemli olan, bu araştırma, klinik laboratuvarlarda zaten mevcut olan tamamen otomatik teknolojiyi kullanarak plazma p-tau217’yi değerlendirdi ve bir ‘gerçek dünya’ klinik kohortundan örnekler kullandı. Bu araştırmaya kan ve beyin omurilik sıvısı örneklerini bağışlayarak katkıda bulunan 148 hastaya inanılmaz derecede minnettarız.”
Prof. Seán Kennelly, Tallaght Üniversitesi Hastanesi’nde Bellek ve Biliş Enstitüsü’nde ve Trinity College Dublin’de Klinik Yardımcı Profesör şunları söyledi:
“Trinity College Dublin ve St. James Hastanesi Dublin’den meslektaşlarımızla yürüttüğümüz araştırma, Alzheimer Hastalığı’nın erken ve doğru teşhisinde önemli bir adım daha ileriye götürüyor. Kan tabanlı biyobelirteçlerin klinik yararını göstererek, bu durumun teşhisi daha invaziv, daha erişilebilir ve daha geniş bir nüfusa ulaşabilecek bir geleceğe doğru taşınmasına yardımcı oluyor. Bu, hastaların bakımını dönüştürme potansiyeline sahip olup, daha iyi teşhis, erken müdahaleler ve daha hedefli tedaviler sağlar. Bellek ve Biliş Enstitüsü’nde bu projeye katkıda bulunan tüm hastalara son derece minnettarız ve Alzheimer ve diğer bilişsel bozukluklarla etkilenenlerin hayatını iyileştiren araştırmaları ilerletmeye kararlıyız.”