yeil-ay-alzheimer-nlemeye-yardmc-olabilir-mi

Yeşil Çayın Alzheimer’ı Önleyici Etkisi

Yeşil çay tüketimi ile daha az beyin lezyonu arasında net bir bağlantı olduğunu gösteren yeni araştırma, yaşlanan nüfuslarında bilişsel sağlığı koruma potansiyeline ışık tutuyor. Nature Portfolio Journal Science of Food’da yayımlanan son bir araştırma, yeşil çay tüketiminin beyaz beyin lezyonlarının azalması ile ilişkilendirildiğini ortaya koyuyor.

Yeşil Çayın Antioksidan Özellikleri

Yeşil çayın içindeki kateşinler, özellikle epigallocatechin gallate (EGCG), serbest radikalleri temizleyerek, iltihabı azaltarak ve Alzheimer hastalığı patolojisi ile ilişkilendirilen amiloid β agregasyonunu inhibe ederek nörokoruyucu etkiler sergiler.

Çay ve kahve, dünya çapında en popüler içecekler olup, kafein, polifenoller ve vitaminler de dahil olmak üzere nörokoruyucu özelliklere sahip birçok bileşiği içerir. Yeşil çay, siyah çay ve kahve aynı zamanda antioksidan ve anti-iltihap özellikleri sergileyen epigallocatechin gallate, theaflavinler, klorojenik asit ve kafeik asit içerir.
Birçok epidemiyolojik çalışma, çay veya kahve tüketiminin yaşa bağlı bilişsel bozulma riskini azalttığını bildirmiştir. Bilişsel gerileme ile ilişkilendirilen bir nörodejeneratif hastalık olan demans, beyin atrofisi, hipokampal atrofi ve beyaz beyin lezyonlarının artması gibi geniş bir beyin yapısal değişiklik yelpazesi ile ilişkilidir.
Önceki çalışmalar, yeşil çay tüketiminin yıllık hipokampal atrofiyi azalttığını, düzenli kahve tüketiminin ise beyin kortekslerinin kalınlığını artırabileceğini bildirmiştir. Bu ilişkileri daha fazla araştırmak için, mevcut çalışmanın araştırmacıları, demansı olmayan yaşlı Japon nüfusunda yeşil çay ve kahve tüketimi ile beyaz beyin lezyonları, hipokampal hacim ve toplam beyin hacmi arasındaki ilişkileri araştırmıştır.

Çalışma Tasarımı

Mevcut çalışma, 2016 ve 2018 yılları arasında sekiz farklı bölgede Japonya’da yürütülen Demans için Japonya Bekleme Çalışmaları İşbirliği (JPSC-AD) kapsamında toplam 8,766 toplulukta yaşayan bireyi içermiştir. JPSC-AD, Japonya’nın sekiz farklı bölgesinde yürütülen devam eden bir topluluk tabanlı gözlemsel bir demans çalışmasıdır.
Çalışma katılımcıları, beyin manyetik rezonans görüntülemesi (MRG) yapılarak beyaz beyin lezyonları, hipokampal hacim ve toplam beyin hacmi değerlendirilmiştir. Ayrıca, tüm çalışma katılımcıları günlük yeşil çay ve kahve tüketim frekansları hakkında bilgi vermek için bir Gıda Sıklık Anketi doldurmuşlardır.
Çalışma popülasyonunun yaklaşık %91’i yeşil çay içtiğini, %82’si ise kahve içtiğini bildirmiştir. Günlük yeşil çay tüketimi yüksek olan katılımcılar, düzenli egzersiz ve bilişsel fonksiyonlarının daha yüksek seviyelerini, sigara içme ve alkol tüketme alışkanlıklarının daha düşük seviyelerini bildirmişlerdir. Ancak, günlük kahve tüketimi yüksek olan bireyler, anlamlı derecede daha yüksek diyabet, sigara içme alışkanlığı ve kalp anormallikleri sıklıklarını bildirmişlerdir.
Yeşil Çay veya Kahve Tüketimi ile Beyin Değişiklikleri Arasındaki İlişki

Çalışma, sadece yaşlı Japon katılımcıları içermiştir ve yeşil çayın gözlenen faydalarının farklı genetik, beslenme ve yaşam tarzı faktörlerine sahip popülasyonlara uzanıp uzanmadığını araştırma ihtiyacını vurgulamaktadır.

Analizde düzeltilen potansiyel karıştırıcı faktörler arasında yaş, cinsiyet, araştırma yeri, eğitim seviyesi, apolipoprotein E (ApoE) ε4 taşıyıcı durumu, hipertansiyon, vücut kitle indeksi (VKİ), serum düşük ve yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol seviyeleri, düzenli egzersiz ve sigara içme ve içme alışkanlıkları yer almaktadır. Çalışma, 600-1500 ml yeşil çay tüketen bireylerin, daha az beyaz beyin lezyonuna sahip olduklarını gösteren doz bağımlı bir ilişki ortaya koymuştur.
Bu faktörler düzeltilerek, günlük yeşil çay tüketiminin beyaz beyin lezyonlarında anlamlı derecede daha az görüldüğü gözlemlenmiştir. Ancak, yeşil çay tüketimi ile hipokampal veya toplam beyin hacmi arasında anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir.
Günlük kahve tüketimi göz önüne alındığında, beyaz beyin lezyonları, hipokampal hacim ve toplam beyin hacmi ile anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir. Bu durum, farklı popülasyonlarda kahvenin beyin sağlığı üzerinde olumlu etkilerini bildiren bazı önceki çalışmalarla karşıtlık göstermektedir.

Hassasiyet Analizi

Yeşil çay veya kahve tüketimi ile beyin değişiklikleri arasındaki ilişkiler, normal bilişsel fonksiyonlara sahip katılımcılar ve hafif bilişsel bozukluğu olan katılımcılar da dahil olmak üzere tüm çalışma popülasyonu için benzer şekilde gözlemlenmiştir.
Özellikle, depresyonsuz katılımcılarda yeşil çay tüketimi ile beyaz beyin lezyonları arasında güçlü negatif ilişkiler gözlemlenirken, depresyonu olmayan katılımcılarda ApoE ε4 aleli olmayanlarda bu ilişki rapor edilmiştir. Benzer şekilde, ApoE ε4 aleli olmayan katılımcılarda anlamlı negatif ilişkiler bildirilmiştir, ancak aleli olanlarda değil, bu faktörlerin yeşil çayın koruyucu etkilerini aracılık edebileceğini göstermektedir.
Sonuçlar

Hem Yeşil Çayın Tüketimi: Çalışmada referans alınan meta-analizler, düzenli yeşil çay tüketiminin sistolik kan basıncını ortalama 6.22 mmHg ve diyastolik basıncı 2.36 mmHg düşürebileceğini rapor etmektedir, bu da beyaz beyin lezyonları üzerindeki etkisinin bir mekanizması olarak düşünülebilir.

Yeşil çayın günlük daha yüksek tüketimi, demansı olmayan yaşlı bireylerde beyaz beyin lezyonları riskini önemli ölçüde azaltabilir; ancak bu faydalar, günlük kahve tüketen bireylerde bulunmamaktadır.
Beyaz beyin lezyonları, bilişsel gerileme için bağımsız bir risk faktörü olarak kabul edilir ve vasküler demans ve Alzheimer hastalığı ile ilişkilendirilir. Alzheimer hastalığı olan hastalarda genellikle ciddi beyin atrofisi ile birlikte daha büyük beyaz beyin lezyonları meydana gelir.
Beyaz beyin lezyonlarının en önemli risk faktörü hipertansiyon veya artmış kan basıncıdır. Yeşil çayın beyaz beyin lezyonları üzerindeki olumlu etkisinin, düzenli yeşil çay tüketiminin hem sistolik hem de diyastolik kan basıncı seviyelerini düşürebileceğini birkaç çalışma bildirdiği için antihistaminik etkilerine atfedilebilir.
Yeşil çay tüketiminin olumlu etkileri, depresyonu olmayan ve ApoE ε4 aleli olmayan katılımcılarda sınırlıdır. Bu, yeşil çayın demans için bu risk faktörlerine sahip bireylerde daha az etkili olabileceğini, olası artık karışma veya bu alt gruplardaki küçük örneklem büyüklüklerinden kaynaklanabileceğini gösterebilir. Depresyon ve ApoE ε4 varlığı, demans için önemli risk faktörler olduğundan, yeşil çayın bu hastalık riski yüksek bireylerde beyaz beyin lezyonlarını etkili bir şekilde azaltmayabileceğini göstermektedir, bu nedenle bu hasta popülasyonlarında ek çalışmalar gerekmektedir.
Bu çalışmanın yaşlı Japon popülasyonuna odaklandığı ve kültürel beslenme alışkanlıklarının bu bulguların diğer etnik gruplar ve bölgelere genellenmesini sınırlayabileceği unutulmamalıdır. Bu ilişkilerin daha çeşitli popülasyonlarda doğrulanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.